franz kafka ~ milenaya mektuplar

“beni sana getirecek bir yol bulmuştum,
karanlıktan aydınlığa kavuşacaktım..

bu yolu umutla, sevinçle kazmış,
kendimden de bir şeyler katmıştım..

bir çırpıda yüreğimle açtığım bu yolu kapatmak,
ağır ağır dönmek, vazgeçmek zor geliyor biraz,
elbet yüreğim sızlar..”

alıntıdır.
ve eklenecek söz bulamadım..
mutlu yarınlar cümleten, bi’serseri..

paranoyak sevgilinin mektubu & azer bülbül , bu gece karakolluk olabilirim

öncelikle merhabalar,

mutsuzuz ya hani, kendimizden ödün vermiyoruz.. afedersiniz bok sürdürmüyoruz mutsuzluğumuza, yalnızlığımıza.. yine yalnızız, çok şükür..

“Yolda yürürken çok düşündüm. Seni sevmemem gibi bir durum olabilir mi bile diye, bunu bile düşündüm. Ama böyle bir durum olmadığına karar verdim. Yani seviyorum bunla alakalı bi sorun yok. Evet sen başlamadan önce uyardın beni ama kalbime söz geçiremedim. Hala da geçiremiyorum o ayrı konu. Ama şunu biliyorum ki bizi istemeyen çok kişi vardı senin etrafında o kadar az kişinin bilmesine rağmen. Bazı kişilerle alakalı olan olayları hatırlıyorsun zaten selam vermeme gibi. Bunlara karşılık susabildiğim kadar sustum, direnebildiğim kadar direndim. Mücadele ettim. Ama bir zaman sonra artık kaldıramıyor insan. Zıvanadan çıkıyor yani. Bu işte böyle oldu. Benim huysuzluklarım da sebepsiz değildi lütfen kabul et. Her gün bir şey çıkarma olayına gelince böyle bir şey bilinçli yapılamaz. Kim mutsuz etmek için uğraşır kendini. KİMSE! Ama yaradılışım bu. Değişemiyorum. Sevince farklı bir Adem oluyorum. Susamıyorum bir zaman sonra. Sürekli tripten tribe girmem de hep bu nedenlerden. Ne kadar olmayacak desek de çıkacak bir şeyler. Bugün ki telefon olayı mesela. Sizin büro böyle işte. Tabii bu örnekti. Çünkü beni, bizi, seni çekemeyen çok. En başta da sürekli kavgasını ettiğimiz kişiler..
Okumaya devam et